Tarihsel olarak her ne kadar Türk resminden söz etmek mümkün olmasa da özellikle Cumhuriyet’in ilanından sonra alanında ünlü Türk ressamları ve eserleri oluşmuştur. Osmanlı’nın son döneminden başlayan ve Cumhuriyet döneminde zirveye ulaşan ressamlar, pek çok sanat akımında eserler vermişlerdir. Hoca Ali Rıza (1858 – 1930)Ünlü Türk Ressamlar ve eserleri listesinin başında gelen ve çok erken bir dönemde resme başlayan Hoca Ali Rıza, özellikle manzara resimleri ile bilinmektedir. Empresyonist çizgilerin hakim olduğu tabloları oldukça zengin ve canlı renklere sahiptir. Resimlerinde şiirsel bir üslubun olduğu görülen Hoca Ali Rıza’nın eserlerinde mavi ve yeşil tonlar ağırlıkta olmaktadır. Göl Kenarı eseri oldukça meşhurdur. Şeker Ahmet Paşa (1841 – 1907)Türk resmi için son derece önemli olan Şeker Ahmet Paşa, geometrik açıdan farklı eşyaları bir araya getirdiği eserleri ile tanınmaktadır. En çok bilinen eserlerinin başında Narlar ve Ayvalar gelmektedir. Resmin gerçekçi duruşu, renklerin birbirleri ile uyumu hemen dikkat çekmektedir. Ayrıca genel olarak resimlerindeki renk zenginliği doğadaki gerçekçiliği daha iyi bir şekilde yansıtabilmesine olanak tanımaktadır. Paris’te bulunan Louvre Müzesi’ne resimleri kabul edilen ilk Türk ressamı da olan Şeker Ahmet Paşa’nın en çok eleştirildiği alan ise perspektif anlayışını tam olarak kavrayamamış olmasından kaynaklanmaktadır. Osman Hamdi Bey (1842 – 1910)En çok bilinen Türk ressamları arasında yer alan Osman Hamdi Bey, özellikle Kaplumbağa Terbiyecisi eseri ile bilinmektedir. 1906 yılında yaptığı bu resim, Doğu kültürünü anlatmak için bir metafor olarak kabul edilmiştir. Bu tablo, özellikle ilham kaynağı olarak, çok geride kalmış bir topluma farklı bir kültür katmaya çalışan aydının yorgunluğu ve çaresizliği olarak yorumlanmaktadır. Kaplumbağaların kullanılmasının esin kaynağının ise Lale Devri’nde eğlenceler sırasında etrafa ışık saçsınlar diye kaplumbağaların üzerine mum yakarak, onları etrafta dolaştırma görüşü yaygındır. Osman Hamdi Bey kültürlü ve birikimli birisi olduğu için tablosunda tarihsel ve Avrupai tarzda etkilenmeleri doğrudan göstermiş ve hoş bir kompozisyon ile eserini tamamlayabilmiştir. Bir başka yorum ise sabırla ayakta dikilen terbiyecinin, sabır gerektiren bu zorlu işi karşılığında adeta kutsal bir görevi yerine getirmesidir. Buna göre sabır ederek, her şeyi başaracağını düşünen terbiyeci, bir şeylerin değişmesi için büyük zaman harcanması gerektiğini hatırlatmaktadır. Fikret Mualla (1903 – 1967)Avrupa tarafından da Türk ressamları arasında en çok tanınan isimlerden olan Fikret Mualla, kübik formları ile birlikte tam bir bohem ressamdır. Özellikle Caz Orkestrası isimli eseri canlı renkleri ile büyük bir beğeni toplamıştır. Resimde coşkulu bir müzikal ortamı tüm dinamik yapısı ile göstermiş olan Mualla, bu özellikleri ile birlikte kübik ve dışavurumcu detayları çok başarılı bir şekilde yansıtmayı başarmıştır. Bu özellikleri ile birlikte ünlü Türk ressamlar ve eserleri arasında kendisine özel bir yer bulmuştur.
0 Comments
Tiyatro tarihsel gelişim olarak dünyada çok eski zamanlara dayanmasına rağmen Türkiye coğrafyasında Osmanlı’nın geç döneminde oluşmaya başlamış ve Cumhuriyet dönemi tiyatro yazarları sayesinde de zirve noktasına ulaşmıştır. Farklı türdeki oyunları ve kurguları sayesinde dünya çapında da tanınır hale gelmiş tiyatro yazarları, Türkiye’de tiyatronun köklü bir hale gelmesine yardımcı olmuşlardır. İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci:(1874-1935)1874 yılında doğmuş ve Cumhuriyet döneminde pek çok tiyatro eseri vermiştir. Eserlerinin her ne kadar çoğu uyarlama olsa da yaygın komedi eserleri kaleme almıştır. Komedi ve vodvil denilince ilk akla gelen isimlerden olmaktadır. Eserleri; Son Ateş, Aşk-Atik, Cereme, Dengi Dengine, Tecdid-i Nikâh, Gücü Gücüne Yetene, Fırsat Yoksulu, Kadın Tertibi. Musahipzade Celal (1868-1959)Cumhuriyet dönemi tiyatro yazarları arasında ilk akla gelen isimlerden olan Celal, çocukluğundan beri tiyatro ile ilgilenmiş ve pek çok tiyatro eseri kaleme almıştır. Modern anlatıları geleneksel anlatılar ile bir araya getirdiği tarzı geniş kesimler tarafından sevilmesini sağlamıştır. Özellikle yönetim, din ve adalet anlayışında görülen dengesizlikleri başarılı bir şekilde anlatmıştır. Eserleri; Gül ve Gönül, Balaban Ağa, Selma, Genç Osman, Gücü Gücüne Yetene, Kadın Tertibi, Kısmet Değilmiş. Cevat Fehmi Başkut: (1905-1971)Tiyatro yazarları arasında oldukça verimli olan Başkut, tiyatro yazarlığına çok erken yaşlarda başlamıştır. Günlük yaşamdan alınma konuları rahat bir şekilde işlediği tiyatro metinleri genelde tek boyutlu olmasına karşılık izleyiciler tarafından büyük beğeni toplamıştır. Aile hayatı, sosyal ilişkiler ve politika gibi konularda eser veren Başkut’un hemen hemen her eseri sahnelenmiş ve defalarca oynanmıştır. Eserleri; Göç, Soygun, Paydos, Harput’ta Bir Amerikalı, Sana Rey Veriyorum, Hacı Yatmaz, Dostlar, Kadıköy İskelesi. Aziz Nesin: (1915-1995)Özellikle sosyal eleştiri alanında önemli oyunları ile öne çıkan Aziz Nesin, hikayeleriyle benzerlik taşıyan ve komedi unsurlarının baskın olduğu tiyatrolar kaleme almıştır. Tiyatro çalışmalarına ilk kez 1939 yılında başlayan Nesin, toplumsal bozukluk ve çarpıklıkları eserlerinde işlemiştir. İnsanların dramını komedi ile anlatarak gözler önüne sermek isteyen Nesin, bu bakımdan evrensel değerleri de yakalamayı başarmıştır. Özellikle Üç Karagöz oyunu ile Türk tiyatrosuna da yeni açılımlar getirmiştir. Eserleri; Hakkımı Ver Hakkı, Tut Elimden Rovni, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Bir Kadın İçin Düet, Tek Yol, Pırlanta Bal, Üç Karagöz. Haldun Taner: (1918-1986)Türk tiyatrosuna büyük katkıları ile öne çıkan Haldun Taner, tiyatro eğitimini yurt dışında almış ve tiyatro alanında dersler de vermiştir. Türk tiyatro geleneğinin önemli bir kısmını oluşturan yazarlığı, özellikle Keşanlı Ali Destanı ile zirve noktasına oluşmuştur. Keşanlı Ali Destanı ilk yazıldığı günden beri defalarca oynanmış ve farklı kesimler tarafından büyük beğeni toplamıştır. Cumhuriyet dönemi tiyatro yazarları arasında öne çıkan Taner’in eserleri; Dışarıdakiler, Huzur Çıkmaz, Fazilet Eczanesi, Lütfen Dokunmayın gibi eserleridir. |